Kimola Bülten #96: Kampta, sporda, stepte
İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili bu haftanın öne çıkan haberleri sizlerle!
Zayıflamak fedakarlık ister!
OnePoll tarafından ABD’de 2.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, katılımcıların %91'i kilo vermek için en az bir yöntem denediğini, yarısı ise ekstra kilo vermek için 11 farklı yöntem denediğini söylüyor. Ek olarak, katılımcıların dörtte biri en az 16 farklı kilo verme stratejisi denediğini itiraf ediyor. Bir kilo verme yolculuğuna çıkan katılımcıların %32'si başarılı bir şekilde kilo verdiğini ancak daha sonra geri aldığını bildirirken, sadece %28'i başarılı bir şekilde kilo verdiğini bildiriyor. Ayrıca, katılımcıların (%34), çocuk sahibi olmaktan (%33), maddi sıkıntılardan (%30) ve hatta yeni bir işe başlamaktan (%28) daha fazla fedakarlık gerektirdiğini düşünüyor. Kendi kilo verme deneyimlerini yansıtan katılımcılar, kilo vermek için mutluluklarını (%31), zihinsel sağlıklarını (%29) ve ilişkilerini (%28) feda etmeleri gerektiğini hissettiklerini belirtiyor. Yarısından fazlası (%54) çok fazla fedakarlık yaptıklarını düşündükleri için kilo vermekten bile vazgeçtiğini söylüyor.
Televizyonun altın çağında mıyız?
YouGov tarafından ABD’de 1.000 katılımcılı ile gerçekleştirilen araştırma, insanların TV izleme alışkanlıklarını ortaya koyuyor. Araştırmanın öne çıkan verilerine göre, dört TV izleyicisinden biri (%23) şu anda televizyonun altın çağında olduğumuzu söylerken, %46'sı olmadığımızı ve %32'si emin olmadığını söylüyor. 45 yaş altı yetişkinlerin televizyonun altın çağında olduğumuzu söyleme oranı 45 yaş ve üzeri kişilere göre iki kat daha fazla durumda. Ayrıca, katılımcıların %34’ü, filmlere (%34) kıyasla TV'yi (%44) tercih ettiklerini söylerken; %11'i ikisini de tercih etmediğini söylüyor. Öte yandan katılımcıların %42'si, TV izledikleri zamanın en az yarısını bir TV programının birden çok bölümünü hızlı bir şekilde arka arkaya yani tıkınırcasına izlediğini belirtiyor. Ek olarak, daha fazla kişi 30 dakika veya daha az (%26) olan şovlardan ziyade bir saat süren şovları (%46) tercih ediyor.
Video oyunların stresi azalttığına inanılıyor
Entertainment Software Association (ESA) tarafından ABD’de 2.500 kişi ile gerçekleştirilen araştırma, toplumun %66'sının video oyunları oynadığını ve oyunlara yönelik tutumların pandemi sırasında daha olumlu hale geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmanın dikkat çeken bulgularına verilerine göre, oyuncuların %89'u video oyunlarının stresi azalttığını söylerken, %88'i video oyunlarının bilişsel becerileri geliştirmeye yardımcı olduğunu söylüyor. Ayrıca, oyuncuların %88'i video oyunlarının farklı türdeki insanları bir araya getirdiği konusunda hemfikir olduğunu belirtirken, %83'ü oyunların insanları yeni arkadaşlar ve ilişkilerle tanıştırdığını belirtiyor. Oyuncuların %61’i, video oyunlarının aileleriyle bağlantıda kalmalarına yardımcı olduğunu ve 2021'e kıyasla daha fazla ebeveyn (%77) çocuklarıyla video oyunları oynadığını söylüyor.
Z kuşağı ve Y kuşağı ev satın alırken mutsuz
Zillow’un ABD’de 2.000’den fazla kişi ile gerçekleştirdiği bir araştırma, ev satın alanların %50'sinin sürecin onları gözyaşlarına boğduğunu ortaya koyuyor. Çoğu ilk kez ev alacak olan Z kuşağı ve Y kuşağı, ev satın alma yolculukları sırasında en az bir kez ağlama olasılığının çok daha yüksek olduğunu söylüyor. Z kuşağı alıcılarının %65'inden fazlası ve milenyum alıcıların %61'i evlerini satın alma sürecinden geçerken en az bir kez ağladığını belirtiyor. Araştırma, bir ev satın almanın birçok nedenden dolayı zor olabileceğini gösteriyor. Buna göre, ev almak isteyenlerin %62'si bütçelerine uygun bir ev bulamamaktan, %61'i seçebilecekleri yeterli eve sahip olamamaktan ve %58'i tercih ettikleri mahallede bir ev bulmaktan endişe duyduğunu söylüyor.
Google’da en çok neleri arıyoruz
2022'deki yeni Google Arama trendleri Avrupa, Orta Doğu ve Afrika genelindeki kullanıcıların sürekli değişen dünyamızda en çok neleri merak ettiğimizi gösteriyor. Çalışmanın öne çıkan bulgularına göre, pandeminin dünyayı evde kalmaya zorlamasının ardından iki yıl geçti ve artık dışarıda sosyalleşme ihtiyacı çok gözlemlenen bir durum. Sosyalleşirken yemek yiyeceğimiz en iyi yerleri arıyoruz. Örneğin, ülkemizde "kahvaltı mekanları" için arama ilgisi %725 ve İtalya'da "dove mangiare" (yemek yenecek yerler") için arama ilgisi %240 oranında artış gösteriyor. Ayrıca, pandemi önceliklerimizi değiştirmemize neden oldu ve sağlığımızı ilk sıraya koyduk. Bu bağlamda, Google Arama trendleri, genel olarak sağlığımızın iyi olmasını arzuladığımızı da gösteriyor. Örneğin, ülkemizde "ağız ve diş sağlığı" hakkındaki arama ilgisinde %35 artış görülüyor. Sağlığımıza daha bütünsel bir şekilde yaklaştığımız için fiziksel sağlığımızın yanı sıra ruh sağlığımıza da dikkat ediyoruz. Örneğin, Çekya'da "hot yoga" ("sıcak yoga") için arama ilgisi %650 artarken, Suudi Arabistan'da "mevsimsel depresyon" için arama ilgisi %165 artmış durumda.
İlginç Bilgiler
Google arama motorunun orijinal adı "Backrub"dır.