Kimola Bülten #72: Bu çocuk hep iPad'de...
İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili bu haftanın öne çıkan haberleri sizlerle!
Dijital çağda ebeveynler endişeli
Kaspersky tarafından ülkede 11.000’den fazla ebeveyn ile gerçekleştirdiği araştırmaya göre, bugün çocukların %61'i ilk dijital cihazlarını 8 ila 12 yaşları arasında alıyor. Bu yaş grubunun %48'i bir tür cihazda günde ortalama 3-5 saat harcıyor. Öte yandan ebeveynler, çocuklarının oyun bağımlısı olmasından (%60), dijital cihazların onları zihinsel, fiziksel ve sosyal olarak nasıl etkileyeceğinden (%60) ve mahremiyetlerini ve güvenliklerini nasıl etkileyeceğinden (%60) endişe duyuyor. Ancak, ebeveynlerin %53'ü çocuklarının günde 2 saatten daha az cihaz kullandığını görmek istese de, gerçek şu ki ebeveynlerin %82'si günde 2 saatten fazla cihaz kullanıyor. Hal böyle olunca da ebeveynlerin %61'i konu dijital alışkanlıklar olduğunda çocukları için her zaman iyi bir rol model olduklarını düşünmüyor.
Covid-19 pandemisinden komple teorilerine
Bir grup araştırmacının 56 ülkeden gelen 50.757 kişinin verilerin analiz edildiği araştırmaya göre, ulusal narsisizm (kendi ulusunun üstünlüğüne ve hak ettiği seviyede saygıyı görmediğine inanmak) arttıkça, COVID-19 komplo teorilerine inanç da artıyor. Ayrıca araştırmanın çıktıları, COVID-19 komplo teorilerine olan inanç, sağlık davranışlarına daha az katılım ve COVID-19 ile mücadele için halk sağlığı politikalarına daha az destek verilmesi arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Sonuç olarak araştırmanın bulguları, komplo teorilerinin yayılmasında sosyal kimlik faktörlerinin önemini göstermekte ve COVID-19 pandemisinin altında yatan psikolojik süreçler hakkında fikir vermekte.
Pandemi sadece fiziksel sağlığı tehdit etmiyor
Sunstar tarafından 15 ülkede 15.000 katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırma, bu yıl Covid-19 pandemisinin dünya çapında zihinsel ve fiziksel sağlık üzerindeki gerçek etkisini ve bunun sonucunda yapılan kalıcı yaşam tarzı değişikliklerini ortaya koyuyor. Araştırmanın çarpıcı bulgularından birine göre, İtalyanların %39'u pandemi öncesine kıyasla zihinsel olarak daha sağlıksız hissediyor, bunu Brezilyalıların %37'si ve Britanyalıların %34'ü izliyor. Buna karşılık, Çin'deki tüketicilerin %27'si zihinsel olarak daha sağlıklı hissediyor. Öte yandan, daha sağlıklı kalmak için Çinlilerin %47’si son altı ayda daha fazla egzersiz yaptığını, Endonezyalıların %51’i de sağlıklı bir diyet benimsediğini belirtiyor.
Sadakat programları
YouGov’un Birleşik Krallık’ta gerçekleştirdiği araştırma, en az üç ayda bir düzenli olarak sinemaya giden ancak şu anda herhangi bir sinemaya sadakat üyeliği olmayan tüketicileri (çoğunlukla 25-39 yaş arası erkekler) inceliyor. Araştırmaya göre, bu grup sadakat programlarına son derece açık. Sadakat üyesi olduklarında markaları önerme olasılıkları önemli ölçüde daha yüksek (genel olarak İngiliz halkının %33'üne karşılık %55’i) ve üye olduklarında markalara daha sadıklar (%61'e karşı %40). Ayrıca, bir sadakat programının parçası olduklarında markalara duygusal olarak daha bağlı hissediyorlar (%50'ye karşı %29). Öte yandan araştırma verileri, sinema sadakat kartı taşımayan bu sinema müşterilerinin korku filmlerini (genel halkın %30'una karşı %19'u), animasyonu (%35'e karşı %25) ve romantizmi (genel halkın %30'una karşı %19'u) sevme olasılığının belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gösteriyor (%29'a karşı %21).
Covid-19 yatak odasında
Lovehoney tarafından finanse edilen ve Prodege tarafından 18-45 yaş arası 2.000 ABD'li yetişkin ve kendini LGBTQ olarak tanımlayan 200'den fazla katılımcı ile yürütülen araştırma, COVID pandemisinin yatak odamızda bile hayatımızı nasıl etkilemeye devam ettiğinin altını çiziyor. Araştırmanın öne çıkan verileri, ilişkisi olan insanların cinsel zorluklar yaşıyor olsa da, COVID pandemisi sırasında genel olarak bekarlardan daha iyi performansa sahip olduğunu gösteriyor. Buna göre, ilişkisi olanların %42'si daha tatmin edici seks yaşamları olduğunu söylerken, bekarların sadece %20'si bunu söylüyor. Öte yandan, ilişki yaşayan insanların %47'si, bekarların yalnızca %15'ine karşılık cinsel sorunlarla başa çıkmak için partnerleriyle olan iletişimlerini artırdığını söylüyor. Ayrıca, ilişkisi olan insanların %60'ı, bekarların ise %42'si yeni cinsel aktiviteler denediğini belirtiyor.
İlginç Bilgiler
Unicode Konsorsiyumu tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2021 boyunca en çok kullanılan emoji "Sevinç Gözyaşları" 😂 olurken, kalp ❤️ emojisi az farkla ikinci sırada yer alıyor.