Kimola Bülten #62: İndirimini yolla bana!

Oct 01, 2021 - 4 min read
Kimola Bülten #62: İndirimini yolla bana!

İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili bu haftanın öne çıkan haberleri sizlerle!

Araştırma ve Veri Dünyasında Bu Haftanın Öne Çıkanları

Tüketiciler için sosyal medya reklamları önemli

Dynata’ın Smartly.io adına 1.000 ABD’li tüketicinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırma, sosyal medya reklamlarının tüketicilerin satın alma davranışlarına etkisini ele alıyor. Araştırmanın dikkat çeken verileri, katılımcıların yarısından fazlasının (%52) hediye fikri için bir sosyal medya reklamından ilham aldığını, %42'sinin ise doğrudan bir sosyal medya reklamından hediye satın aldıklarını ortaya koyuyor. Tüketicilerin sosyal medya reklamları aracılığıyla satın alma kararlarını etkileyen faktörlerin başında ise; indirimler (%60), güvenilirlik (%44) ve görsel çekicilik (%34) geliyor. Bunun yanı sıra ankete katılanların %70'i, reklam yerel mağazalarında stokta bulunan ürünleri sergiliyorsa, bir sosyal medya reklamı aracılığıyla bir hediye satın almaya eğilimli olacaklarını söylüyor. Ayrıca, tüketicilerin neredeyse yarısı (%47) sosyal medya reklamlarında kendilerine “şimdi satın al, sonra öde” seçenekleri sunulduğunda bir ürün satın alma olasılıklarının daha yüksek olacağını belirtiyor.

 

Sürdürülebilirlik konusunda endişe tırmanıyor

Harris Interactive tarafından The Grocer için Birleşik Krallık’taki 1.039 yetişkinle yapılan bir araştırmaya göre, yetişkinlerin %43’ü plastik atık; %38’i de iklim değişikliği konusunda pandemi öncesine kıyasla daha endişeli olduğunu söylüyor. Pandemi sürecinde gıda israfı ve karbon emisyonları gibi konularda daha az endişe duyduğunu belirten insanların oranı ise %8’i geçmiyor. Öte yandan, bu endişeler tüketim alışkanlıklarını da etkilemiş görünüyor ki neredeyse her beş tüketiciden üçü (%57) süt ürünlerini azalttığını veya tamamen hayatından çıkardığını belirtiyor. Bunun süt ürünlerinin alternatifleri için bir fırsat sunup sunmadığı belirsizliğini koruyor olsa da bazı tüketiciler; süt (%11), peynir (%9) ve yoğurt (%10) gibi ürünlerin sadece alternatiflerini satın almayı tercih ediyor.

 

Markaların politik duruşları, tüketicileri etkiliyor

Digital.com’un 1.250 Amerikalı ile gerçekleştirdiği araştırma, siyasetin ve sosyal konuların satın alma kararlarını nasıl etkilediğine dair önemli bulgular sunuyor. Araştırmanın öne çıkan verileri tüketicilerin %47'sinin, kendi siyasi görüşlerine uymayan markalardan ürün veya hizmet satın alma olasılığının düşük olduğunu gösteriyor. Özellikle erkeklerin %38'ine kıyasla, kadınların %53’ü, farklı siyasi görüşlere sahip markalardan satın alma olasılığının düşük olduğunu söylüyor. Bu da kadınların satın alma kararlarını siyasi eğilimlere göre vermeye daha yatkın olduğunu ortaya koyuyor. Benzer şekilde, kadın tüketiciler (%44) ve Hispanik/Latin katılımcılar (%50), DEI (çeşitlilik, eşitlik ve aidiyet) politikalarını belirtmemiş markalardan satın alma olasılıklarının düşük olduğunu belirtiyorlar.

 

Müşteriler dijital bir alışveriş deneyimi istiyor

Reflect tarafından 1.600 ABD’li tüketici ile gerçekleştirilen araştırmaya göre, her 10 tüketiciden 6’sı (%60) alışverişlerinin yarısından fazlasını çevrimiçi gerçekleştirmeyi tercih ediyor. Bu çoğunluğa rağmen bulgular, yüz yüze alışveriş deneyimini geliştirmek için mağaza içi teknolojiye önemli bir ilginin de altını çiziyor. Ankete katılanların üçte ikisi (%67), yüz yüze alışverişte en çok özledikleri şeylerin ürünlerle etkileşim kurmak ve ne aldıklarını bilmek olduğunu belirtiyor. Hal böyle olunca 30 yaşın altındaki müşterilerin %80'i; bir mağazanın ürün bilgileri, ürün karşılaştırmaları ve/veya incelemeleri içeren etkileşimli ekranları varsa, çevrimiçi alışverişe kıyasla yüz yüze alışveriş yapma olasılığının daha yüksek olduğunu ifade ediyor. Sonuç olarak veriler; perakendecilerin, müşterileri sürücü koltuğuna oturtan ve ürün bilgilerine parmaklarının ucunda erişmelerini sağlayan teknolojiyi kullanarak mağaza trafiğini ve geliri artırmak için mağaza içi teknolojiden yararlanma konusunda büyük bir fırsata sahip olduğunu gösteriyor.

 

Dijital eğlence platformları artışı

Deloitte’in Avustralyalı 2.000 tüketici ile gerçekleştirdiği “2021 Medya Tüketici Araştırması”, dijital eğlence aboneliğine yönelik talebin yavaşlama belirtisi göstermediğini, içeriğin yeni ve mevcut hizmetler arasında parçalanmaya devam ettiğini ve izleyicilerin bir dönüm noktasına hızla yaklaştığını ortaya koyuyor. Araştırmanın öne çıkan verilerine göre; katılımcıların %80'i en az bir ücretli dijital eğlence aboneliği için aylık ortalama 55 Avustralya doları (34 €) ödeme yaptığını belirtiyor. Ek olarak, tüketicilerin %42’si, bir yıl öncesine göre daha fazla abonelik hizmetine sahip olduğunu ve %70'i evde ücretli bir TV/film hizmeti olduğunu söylüyor. Öte yandan ortalama bir hane, aboneliklere hedef bütçelerinden %10 daha fazla harcadığını ve %58'i birden fazla aboneliğin artan maliyetlerinden endişe duyduklarını ifade ediyor. Birden fazla hizmeti yönetmek ve tüketmek karmaşık ve pahalı hale gelince, katılımcıların beşte üçü (%61'i) tüm hizmetlerindeki içeriği tek bir yerde aramak ve keşfetmek; yarısından fazlası da "tek bir yerde hizmet paketlerine" abone olmak istediğini belirtiyor.

 

 

İlginç Bilgiler       

Sadece 8.8 milyonluk bir nüfusa rağmen, Papua Yeni Gine ülke genelinde konuşulan toplam 840 dil ile dünyada en çok dilin konuşulduğu ülkedir. 

Subscribe to Our Newsletter!

We gather global consumer research news and share them with 3,000+ marketing and research professionals worldwide.

Latest