Kimola Bülten #59: Reklamsız bir dakika...
İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili hazırladığımız Kimola Bülten ile sizlerleyiz! Haftalık bültenimize abone olmak isterseniz şu linkten abone olabilir, Kimola'dan tüketici içgörüleri edinmek ve tüketici araştırmalarımız hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz de şu linkten bize ulaşabilirsiniz.
İçgörülü bir hafta olsun!
Tüketiciler sosyal medyayı reklamsız kullanmak istiyor
Privacy HQ tarafından Amerika’da 1.007 katılımcı ile yürütülen araştırmaya göre, katılımcılar sosyal medyada gezinirken ortalama her yarım saatte bir dört reklam gördüğünü belirtiyor. Araştırmada katılımcılara “Reklamsız sosyal medya için ödeme yapmayı mı yoksa hizmeti ücretsiz tutmak için reklamları görüntülemeye devam etmeyi mi tercih edersiniz?” diye sorulduğunda, katılımcıların %72,9'u, eğer ücretsiz olarak faydalanabileceklerse, sosyal medyada reklam görmenin makul olduğunu düşünüyor. Bu durumun aksine, katılımcıların %27,1’i reklamsız sosyal medya için ödeme yapmaya sıcak bakıyor. Ayrıca, tüketicilerin %72,9'u bir sosyal medya platformunun premium sürümünün en azından reklamsız gezinmeye sahip olması gerektiğini söylerken; %60,4'ü üyelere özel içerik, %34,2'si daha yüksek veya daha iyi görüntü kalitesi ve yaklaşık %30'u sansürden muaf olmak istediğini söylüyor.
Kimse dolandırıldığını söylemiyor
Marcus by Goldman Sachs tarafından Birleşik Krallık genelinde 2.000 kişiyle yapılan araştırmaya göre, katılımcıların %24’ü yakın arkadaşlarına, %15’i de iş arkadaşlarına dolandırıldığını söylüyor. Ancak, neredeyse her 10 katılımcıdan biri (%8) dolandırıldığını hiç kimseye söylemiyor. Ayrıca araştırma verileri, evli erkeklerin (%33) dolandırıldıklarını eşlerine söylemeye evli kadınlardan (%43) daha az eğilimli olduğunu gösteriyor. Öte yandan, 18 ila 34 yaş arasındaki genç yetişkinler %28'i, dolandırıldıktan sonra kendilerini "aptal" hissettiklerini söylerken, 35 ila 54 yaşındakilerin %18'i bundan utandığını belirtiyor. Aslında bu da bazılarının neden sessiz kaldığını açıklıyor.
Tüketici daha fazla vegan moda istiyor
Vegan Topluluğu adına Attest tarafından Britanyalı 1.000 yetişkin ile gerçekleştirilen araştırma, moda endüstrisindeki farklı malzemelerle ilgili tüketici farkındalığını ve konu vegan modası olduğunda tüketici tercihlerini anlamayı amaçlıyor. Araştırmanın çıktılarına göre, alışveriş yapanların %95'i vegan onaylı daha fazla moda istediğini ortaya koyuyor. Ayrıca, katılımcıların %35'i genellikle hayvan derisi kullanılan ceket ve bot gibi ürünler için daha fazla vegan alternatifi istediğini, %32'si de daha fazla vegan dostu deri çanta ve sırt çantası istediğini belirtiyor. Hatta, tüketicilerin neredeyse dörtte üçü (%74) hayvan derisine kıyasla bitki bazlı deri için daha fazla ödemeye istekli görünüyor. Ek olarak, tüketicilerin %61'i kürk kullanımını zalimce bulduğunu söylüyor. Sonuç olarak veriler, tüketicilerin hayvan derisinin moda için kullanımına yönelik tutumlarının olumlu yönde değiştiğini gösteriyor.
Cinsiyetlere göre vücut algısı değişiklik gösteriyor
YouGov’un Britanya’da 2.271 katılımcı ile gerçekleştirdiği "Vücut Algısı" araştırmasında, katılımcıların hem kendi vücut tiplerini tanımlamaları hem de hangi vücut tiplerinden hoşlandıklarını söylemeleri isteniyor. Katılımcıların %31’i kendi vücutlarını ortalama olarak tanımlarken, %20’si kendilerini aşırı kilolu olarak gördüklerini ifade ediyor. Katılımcıların %14’ü ise, vücut tiplerini zayıf olarak tanımlıyor. Kadınların ve erkeklerin karşı cinste hangi fiziksel özelliklere ilgi duyduğuna gelecek olursak kadınların %67’si, kendilerinden daha uzun partnerlere ilgi duyduğunu söylüyor. %6’lık bir kısım partnerleriyle aynı boyda olmak isterken, daha kısa partner arayanların oranı sadece %1. Öte yandan, erkeklerin %35’i partnerlerinin kısa olmasını seviyor. Ayrıca erkeklerin %16'sı, partnerlerinin kendileriyle aynı boyda olmasını sevdiklerini, %4'ü de daha uzun bir partner istediğini söylüyor. Romantik partnerlerinin kilosuna gelince erkeklerin %22’si, kadınların ise %15'i kendilerinden daha zayıf olan partnerleri tercih ediyor.
Şarap tüketimi artarken, bira tüketimi sabit kaldı
Roy Morgan’ın Avusturalya’da 63.256 tüketici ile gerçekleştirdiği "Alkol Tüketim" araştırmasının bulgularına göre, Avustralyalı yetişkinlerin yaklaşık %70'i ortalama dört haftalık bir süre içinde en az bir kez alkol tüketiyor. Araştırma, bir yıl öncesine kıyasla %4,3’lük bir artışla tüketicilerin %46,3’ünün şarap içtiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, kadınların %50,5'i (bir yıl öncesine göre %3,7 artış), erkeklerin ise %41,9'u (%4,8 artış) şarap içiyor. Bu da şarap içmenin popülaritesinin her iki cinsiyet için de önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Öte yandan, şaraptan sonra en çok tüketilen içki olmasına rağmen bira tüketimi neredeyse geçen yıl ile aynı oranda (%0,2 azalış ile %35,6).
Fosil yakıtlı araçlara veda edilmiyor
YouGov tarafından Amerika ve İngiltere’de 3.000 kişinin katılımı ile çevrimiçi olarak yapılan araştırma ne Amerikalıların ne de İngilizlerin benzinli ve dizel arabalara veda etmeye henüz hazır olmadığını gösteriyor. Araştırmanın verilerine göre, İngiltere'deki katılımcıların neredeyse yarısı (%48) otomobil üreticilerinin yalnızca elektrikli otomobiller sunmaması gerektiğine inanıyorken, beşte ikisi (%41) tam tersini düşünüyor. Amerika'da ise fark daha da büyük: Her on kişiden üçü (%29) otomobil üreticilerinin yalnızca elektrikli araçlar satması gerektiğini düşünse de tüketicilerin beşte üçü (%59) aynı fikirde değil. Ayrıca, İngiltere'de tüketicilerin beşte ikisinden fazlası (%45) tamamen kullanımdan kaldırılırsa benzinli ve dizel arabaları özleyeceklerini söylüyor. Amerikalı tüketicilerde ise, tam tersine inanan %36'ya kıyasla katılımcıların yarısından fazlası (%52) fosil yakıtlı araçları özleyeceğini belirtiyor.