Kimola Bülten #48: Sanal asistanım benim, biricik sevgilim...

İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan pandemi süreci içgörüleri, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyasını kapsayan, bu haftanın öne çıkan içerikleri sizlerle! Haftalık bültenimize abone olmak isterseniz şu linkten abone olabilir, Kimola'dan tüketici içgörüleri edinmek ve tüketici araştırmalarımız hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz de şu linkten bize ulaşabilirsiniz.

İçgörülü bir hafta olsun!

Yeşil Tüketimini ve Yeşili kim seviyor?

Tüketici, sanal asistanları şubedeki personele tercih ediyor

Phoenix Synergistics‘in 18 yaş ve üzeri 1.500 ABD'li tüketici ile yaptığı araştırma, bankaların yeni kanallara yatırım yaparken hangi seçeneklere odaklanmaları gerektiğine ışık tutuyor. Araştırmanın ilginç verilerine göre, tüketiciler tarafından metin tabanlı ve görüntülü sohbet gibi dijital kanalların kullanımı 2019 yılına göre %10 artmış durumda ve her iki kategoride de tüketici memnuniyeti %90’nın üzerinde. Günümüzde tüketicilerin üçte birinden fazlası (%36) cep telefonlarında ya da bilgisayarlarında metin tabanlı sohbeti kullanırken, görüntülü sohbeti kullanan beş kişiden üçü cep telefonlarını tercih etmekte. Ek olarak, tüketiciler metin tabanlı sohbeti ayda neredeyse 3 kez (2.9) kullanıyor ve en yüksek kullanım (ayda 3.7 kez) 18-34 yaş arasında. Öte yandan, tüketicilerin metin tabanlı sohbeti kullanma gerekçeleri, hız (%40) ve kolaylık (%38) olurken; görüntülü sohbeti kullanma gerekçeleri, hız (%33) ve kiminle konuştuğunu görmek istemesi.

Tüketici ürün güvenliğini ve kolay kullanımı tercih ediyor

Sidel için Ales Research tarafından yapılan ve 3.200'den fazla yetişkin Avrupalının ​​katıldığı araştırmada; tüketiciler, çevresel endişelerini ve tutumlarını, genel içecek ambalajı gerekliliklerini, görsel beklentilerini ve ayrıca bağlı kapakların dökme ve içme sırasında kullanılabilirliğine ilişkin bakış açılarını ifade ediyor. Araştırmanın verilerine göre, tüketicilerin %60’ından fazlası, atık ayırma ve azaltma konusunda kendi davranışlarında gerçekleştirecekleri değişimle daha yeşil bir çevreye katkı sağlayacağına inanıyor. Buna ek olarak, katılımcıların %45’i bağlı kapakların şişeye bağlı kaldıkları için kapak kaybı riskini azalttığını ve dolayısıyla kapakların kirlenmesini veya kaybolmasını engellediğini söylüyor. Öte yandan, katılımcıların sadece %26’sı bu sayede plastik atıkların gerçekten azalacağını düşünüyor.

Hibrit alışveriş

MDC Partners adına The Harris Poll tarafından Kanada'da 18 yaş üstü 1.080 yetişkin arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirilen araştırma, Kanada'nın 11 Haziran'dan itibaren COVID-19 kısıtlamalarını gevşetmesinin ardından, markalara ve perakendecilere, değişen bir tüketici kitlesine hizmet sunma konusunda ipuçları veriyor. Araştırmanın bulgularına göre, pandemiden olumsuz etkilenmeyen Kanadalıların %67’si, Amerikalıların ise %66’sı normal zamana kıyasla bu süreçte daha fazla birikim yaptığını belirtiyor.  Ayrıca, tüketicilerin yaklaşık dörtte üçü (%73), COVID-19’un alışveriş yapma biçimlerini kalıcı olarak değiştirdiğini ve Kanadalıların %66’sı gelecekte hem dijital hem de yüzyüze (hibrit) alışveriş deneyimi istediğini ifade ediyor.

Tehlike büyük ama kimse farkında değil

Amerikan Dermatoloji Akademisi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, Amerika’daki en yaygın kanser türü cilt kanseri olmasına rağmen, yetişkinlerin yalnızca üçte birinin hastalığa yakalanma konusunda endişeli olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın ilginç verileri, katılımcıların neredeyse yarısı (%49) cilt kanserini önlemekten ziyade güneş yanığından kaçınma konusunda, %32’sinin ise kırışıklıkları önleme konusunda endişeli olduğunu gösteriyor. Bulgular Amerikalıların cilt kanserini ciddiye almadığını gösterse de, uzmanlar her beş Amerikalıdan birinin cilt kanserine yakalanacağını ve her gün neredeyse 20 kişinin en ölümcül cilt kanseri olan melonomdan hayatını kaybedeceğini söylüyor.

Dijital patlama, pandemi kurallarını geride bırakacak

Morning Consult tarafından 22 pazarda ve  22 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen küresel araştırma, pandeminin tüketici güvenliğine olan etkisini ele alıyor. Araştırmaya katılan bireyler, pandemi sürecinde ortalama 15 yeni çevrimiçi hesap oluşturduğunu ve katılımcıların %44’ü bu hesapları silmeyi ya da devre dışı bırakmayı planlamadığını belirtiyor. Bununla beraber, katılımcıların %82’si parola oluştururken bazen kimlik bilgilerini yeniden kullandığını söylüyor ve bu durum katılımcıların güvenli olmayan hesaplar oluşturduğunu gösteriyor. Araştırmadaki önemli bulgulardan bir diğeri, Y Kuşağı’nın yarısından fazlasının (%51) fiziksel bir yeri aramak veya fiziksel bir yere gitmek yerine, potansiyel olarak güvenli olmayan bir uygulama veya web sitesi kullanarak sipariş vermeyi tercih ediyor olması. Bu da demek oluyor ki; kolaylık, güvenlik ve gizlilikten daha önemli.