Kimola Bülten 108#: TikTok'tan para kazanan gerçekten var mı?🤔

İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili bu haftanın öne çıkan haberleri sizlerle!

Z Kuşağı'nın Kariyer Planı

Censuswide’ın ABD'de 16-25 yaşları arasındaki 1.000 kişi ile yürüttüğü araştırma, Z Kuşağı’nın %26'sının influencer incelemelerine, tüketicilerin ürün değerlendirmelerinden daha fazla güvendiğini ortaya koyuyor. Araştırma ayrıca influencer'ların, Gen Z'nin yaşamı üzerindeki etkilerine mercek tutuyor. Araştırmanın şaşırtıcı çıktılarına göre, Z Kuşağı kadınlarına (%13) kıyasla erkekler (%20), influencer olmanın onlar için tek kariyer seçeneği olduğuna inanırken; araştırmaya katılan erkeklerin neredeyse yarısı (%49) sosyal medya fenomeni olmanın en iyi kariyer seçimi olduğunu düşünüyor. Gen Z'ye göre sosyal medya fenomeni olmanın en iyi yönleri ise; ücretsiz ürünler (%62) ve kazanç (%61) olarak öne çıkıyor. Öte yandan, diğer fenomenlerle tanışma da sosyal medya fenomeni olmak için cazip gelen unsurlar arasında yer alıyor.

Evden Çalışma Rahatlığı

Deloitte’ın ABD’de 2.005 katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırma, pandeminin etkisi her ne kadar azalmış olsa da, çalışanların ofise geri dönmek istemediğini gözler önüne seriyor. Hal böyle olunca, birçok çalışan sadece evden çalışmanın sunabileceği iş-yaşam dengesini bırakmakta tereddüt ediyor. Ayrıca, çalışanların dörtte üçü (%75) ihtiyaç duymaları halinde evden çalışma imkanına sahip olmaya devam etmek istiyor. Öte yandan çalışanlara, evden çalışmanın faydaları sorulduğunda yaygın olarak verilen cevaplar; aile ile daha fazla zaman geçirme, fiziksel ve duygusal refahın artması ve meslektaşları ve amirleri ile iyi ilişkiler kurma olarak karşımıza çıkıyor.

Parola Yorgunluğu

Beyond Identity tarafından ABD’de 600’den fazla tam zamanlı çalışanın da dahil olduğu 1.047 kişi ile yürütülen araştırma, parolaları takip etmeye çalışmanın, işte üretkenlik kaybından bilgisayar korsanlığına maruz kalmaya ve en önemlisi, parolaları hatırlama ve yönetme yorgunluğu gibi birçok olumsuz etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın önemli çıktılarına göre, neredeyse her 2 kişiden 1'i (%49) “yüksek düzeyde parola yorgunluğu” yaşadığını söylüyor. Bunun yanı sıra, birden fazla hesapta aynı parolayı kullanma hem yüksek parola yorgunluğu yaşayanlarda (%82) hem de düşük parola yorgunluğu yaşayanlarda (%54) sık görülen bir davranış olarak dikkat çekiyor. Öte yandan şirketlerin, parola sorunlarına harcanan zaman nedeniyle çalışan başına ortalama yıllık 480 dolar değerinde üretkenlik kaybettiği görülüyor.

Evcil Hayvan Fotoğrafları

Maytag adına OnePoll tarafından 2.000 kedi ve köpek sahibiyle gerçekleştirilen araştırma, evcil hayvan ebeveynlerinin 3'te 1'inin, telefonlarında patili dostlarının, çocuklarına veya diğer önemli kişilere göre daha fazla fotoğrafa sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Veriler, bir hayvan sahibinin her yıl ortalama olarak evcil hayvanlarının 400'den fazla fotoğrafını çektiğini gösteriyor. Araştırmanın bir diğer önemli çıktısına göre, evcil hayvan sahiplerinin yaklaşık 3'te 1'i evcil hayvanlarına kraliyet ailesinin bir üyesi gibi davrandıklarını iddia ediyor. Katılımcıların 4'te 1'i, evcil hayvan sevgisini sadece onlar için bir parti vererek gösterdiğini belirtirken, her 6 kişiden 1'i tüylü arkadaşlarının dövmesini yaptırdığını söylüyor. Ek olarak evcil hayvan ebeveynlerinin yarısından fazlası (%52), evcil hayvanları yanında olmadıklarında kendilerini eksik hissettiğini ve bu nedenle 4'te 3'ünden fazlası (%79) evcil hayvanları ile tatile çıktığını belirtiyor.

Geç Teslimat iel Tüketici Sadakati İlişkisi

Circuit’in 1.066 ABD’li tüketici ile gerçekleştirdiği araştırma, teslimat süreçlerindeki aksiliklere karşı tüketicilerin nasıl tepki verdiklerini ele alıyor. Araştırmanın öne çıkan verilerine göre, tüketicilerin %66'sı geç teslimatın ardından bir şirketten veya teslimat uygulamasından sipariş vermeyi bırakırken, %73'ü erken veya zamanında teslimatın ardından daha sık sipariş vereceğini iddia ediyor. Geç teslimata ilişkin olarak kuşakların tepkileri de değişkenlik gösteriyor. Buna göre Baby Boomer’ların %50'si, geç gıda teslimatlarına karşı hoşnutsuz olduklarını bildirirken, Z Kuşağı'nın %29'u daha bağışlayıcı olduğunu belirtiyor. Öte yandan katılımcıların yarısı (%51), geç teslimat nedeniyle teslimat hizmeti veya kuryeden ziyade, alışveriş yaptığı şirketi veya sipariş verdiği restoranı suçluyor. Bunun yanı sıra katılımcıların %54’ü, kuryenin teslimattan önce siparişlerini yediğinden veya içtiğinden şüpheleniyor.