Kimola Bülten #100: Ele Güne Karşı Deodorantsız
İletişim ve araştırma profesyonelleri için hazırlanan içgörüler, tüketicileri anlamaya yönelik araştırmalar ve tüketici verilerinin kullanım dünyası ile ilgili bu haftanın öne çıkan haberleri sizlerle!
Tatile Giderken Evde Bir Şeyleri Unutma Oranı
DoorDash adına OnePoll tarafından ABD’de 2.000 kişinin katılımıyla yapılan araştırmaya göre, her 5 kişiden 1'i tatile giderken bir şeyleri yanına almayı unutuyor. Araştırmanın önemli çıktıları, katılımcıların yanlışlıkla evde en çok bıraktıkları eşyaların telefonlar (%31), su şişeleri veya içecekler (%28), deodorant, vücut losyonu ve makyaj gibi güzellik ürünleri (%25) ile güneş kremi (%21) olduğunu gösteriyor. Araştırmaya katılanların sadece %20'si telefonları olmadan idare edebileceklerini düşünüyor. Ayrıca, % 30'u unutulmuş güzellik ürünlerini geride bırakabileceğini ve %26'sı güneş kremi olmadan tatiline devam edeceğini söylüyor. Buna karşılık, katılımcıların yarısından fazlası (%56), unutulan eşyalarını satın almak için gidecekleri yerde bir yer bulmaya çalışırken strese girdiğini belirtiyor.
Her Zaman Yeni Daha İyi Değildir
Ally Financial adına OnePoll tarafından ABD’de 2.000 kişinin katılımıyla yürütülen çalışma, tutumluluğun sürdürülebilirlikle el ele gittiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 7'si kıyafetlerini ve eşyalarını mümkün olduğunca tasarruf etmeye çalışırken, 18 ila 40 yaş arasındakilerin %78'i daha az atık yaratmak veya çevresel etkilerini azaltmak için kıyafetlerini ve eşyalarını tasarruf etmeye çalışıyor. Daha genç tüketiciler de arabalarını uzun süre kullanma eğiliminde. Katılıımcıların yarısından fazlası (%56) hala ilk arabalarını kullanıyor ve bir o kadarı (%59) yeni bir model yerine kullanılmış bir araba satın almayı tercih ediyor. Bu tercih 18 ila 40 yaşındakiler arasında daha da güçlü, %71'i yeni arabalar yerine kullanılmış arabaları tercih ediyor. Genç tüketicilerin neden yeni bir araba yerine kullanılmış bir arabayı tercih ettiğine gelince, çoğu sürdürülebilirlik (%63) ve sürüş kolaylığı (%63) ile satın alınabilirliği (%46) temel motivasyon kaynakları olarak gösteriyor.
Tüketiciler Markanın Ses Çıkarmasını İster
Twitter’ın Object Management Group (OMG) ile gerçekleştirdiği bir araştırma insanların, tweetlerinde kimlik sorunlarından bahseden markalara nasıl ilgi gösterdiğine dair içgörüler sunuyor. Araştırmanın öne çıkan verilerine göre, kimlik konuşmalarındaki ana temalar arasında; %39 ırk ve etnik köken, %36 siyasi görüş, %10 cinsel kimlik, %8 cinsel yönelim ve %6 sağlık ve yetenek yer alıyor. Diğer bir önemli veriye göre, insanların %46'sı markaların iklim değişikliği hakkında konuşmasını beklerken, beşte üçü markaların ırksal adalet ve eşitliğe karşı tavır almasını istiyor.
Tüketicilerin Video İçeriklerini Faydalı Buluyor
Çevrimiçi video platformu sağlayıcısı Brightcove'un Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik bölgelerinde 18-65 yaşları arasındaki 1.346 kişiyle gerçekleştirdiği yeni bir küresel tüketici araştırmasına göre, araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı (%48) videoların çevrimiçi satın alımlarında güveni artırdığını söylüyor. Katılımcıların yarısı (%51), diğer müşteriler tarafından üretilen video içeriğinin en güvenilir video türü olduğunu belirtiyor. Ek olarak, on katılımcıdan yedisi, çevrimiçi bir satın alma işleminde videoya erişmenin, satın aldıkları ürünü veya deneyimi daha iyi anlamalarına yardımcı olduğunu söylüyor. Araştırmaya katılanların en yüksek yüzdesinin çevrimiçi video erişimiyle zenginleştirildiğini belirttiği ürün kategorileri elektronik (%81), oyuncaklar ve oyunlar (%80) ve DIY (araçlar/malzemeler) (%78). Buna karşılık, yanıt verenlerin en düşük yüzdesi (%38) tarafından belirtilen ürün kategorisi ise gıda ürünleri olarak karşımıza çıkıyor.
Markalar Tüketiciden Yalnızca Bir Metin Uzakta
Küresel çok kanallı iletişim çözümleri sağlayıcısı Mitto'nın 1.000 ABD'li ile gerçekleştirdiği araştırma, e-ticaret markalarıyla etkileşim kurarken tüketici davranışlarını ve iletişim tercihlerini inceliyor. Araştırmanın önemli bulgularına göre, tüketicilerin %90'ı markaların kendileriyle SMS, sosyal medya veya sohbet uygulamaları gibi kanallarla etkileşime girmesini önemli buluyor. Araştırma müşterinin bir markayla kurduğu etkileşim türünün tercih edilen iletişim kanalını etkilediğini de gösteriyor. İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) dahil olmak üzere hızlı sorular veya onaylar için katılımcıların %46'sı e-posta yerine kısa mesajı tercih ediyor. Z Kuşağı ve Y Kuşağı'nın ise üçte ikiden fazlası SMS almayı bekliyor. Ek olarak tüketicilerin %41'i 2FA metin mesajı almak için beklemek zorunda kalırsa satın alma işlemeninden vazgeçeceğini belirtiyor.
