Bazı araştırmalar çok sayıda kişiye ulaşabilir; sosyal mecralarda yayınlanabilir. Peki bir araştırma sunumunun anlaşılır olması nasıl sağlanır? Bunun için takip etmemiz gereken birkaç adım var.
Bu yazı, Verizekalılar İçgörü Kütüphanesi'nin 9. yazısı. Bu yazıya başlamadan önce aşağıdakileri okuduğundan emin ol.
Bir araştırma verisinin sınıflandırılması ve doğru analizi oldukça önemlidir. Ancak bu çalışma, araştırma çıktılarını anlaşılır ve araştırmaya uygun şekilde görselleştirmediğimiz sürece; yani analizin tamamını bir sunuma ya da rapora dönüştürmediğimizde, tek başına yeterli olmaz.
Biliyoruz ki; araştırma sunumları her zaman sadece veri okumayı çok iyi bilen kişiler tarafından incelenmez. Bazı araştırmalar çok sayıda kişiye ulaşabilir; hatta sosyal mecralarda yayınlanabilir. İşte bu yüzden verinin görselleştirilmesi, sunuma göz atan herkesin anlayabileceği açıklıkta ve netlikte olmalıdır.
Peki bir araştırma sunumunun göz doldurması ve anlaşılır olması nasıl sağlanır? Bunun için takip etmemiz gereken birkaç adım var.
Kimileri için önemsiz bir detay gibi görünse de kapağına bakarak yorumladığımız kitaplar ya da afişlerine göre yargıladığımız filmler gibi; araştırma sunumlarını da ilk etapta ilgi çekici kılan önemli etkenlerden biri sunumun kapak sayfasıdır. Sunumun kapak kısmına, isterseniz araştırma ile ilgili olduğunu düşündüğünüz görseller ekleyebilir (ücretsiz ve yüksek kaliteli görseller için bu kaynak kullanılabilir, isterseniz daha sade tasarımlar kullanabilirsiniz. Araştırmanın adı ile verilerin alındığı-toplandığı tarih aralığı ise sunum kapağında mutlaka yer almalı.
İlgi çekici bir sunum kapağıyla okuyucuyu karşıladıktan sonra, araştırmanın amacı yani çıktıları ile nasıl bir aksiyon alınacağı, kim için ya da hangi şirket için yapıldığı da bir sayfada belirtilmeli. Bunun yanında veri toplama, veri temizleme, sınıflandırma, analiz, içgörü ve örüntüler gibi adımların anlatıldığı araştırma metodolojisine de aynı sayfada yer vermeliyiz.
Araştırma sunumları, araştırmanın büyüklüğüne, veri çokluğuna ve ihtiyaç duyulan istatistiklere bağlı olarak 30-40 sayfadan oluşabileceği gibi, 100’den fazla sayfadan da oluşabilir. Biliyoruz ki; böyle durumlarda sunumların tamamı herkes tarafından detaylı olarak okunmayabilir. Bundan dolayı; araştırma sonucunda elde edilen önemli istatistiklerin ve diğer çıktıların bulunduğu bir özet sayfa tasarlamamız gerekir. Böylelikle okuyucular ilk etapta araştırmayla ilgili hızlı bilgiler edinebilir ve daha fazlasını öğrenmek isterlerse araştırmanın tamamını incelerler.
Araştırma raporlarında mutlaka olması gereken sayfalardan biri de veri kaynakları dağılımının gösterildiği sayfalardır. Bu bölümde, araştırmacı verinin ne kadarının hangi kaynaklardan-platformlardan (Twitter, Instagram, YouTube, forumlar, e-ticaret siteleri, TÜİK vb.) alındığını, veriyi üreten kişilerin yani paylaşımcıların yaş, cinsiyet dağılımlarını ya da kullanıcı-eski kullanıcı-kullanıcı değil, hasta-hasta yakını, tüketici-tüketici değil gibi ayrımların yapıldığı kategorilerin dağılımını da belirtir.
Araştırma sunumuna önemli birkaç bilgiyle giriş yapıldıktan sonra, sıra veri sınıflandırmasıyla elde edilen ana ve alt kategorilerin açıklanmasına gelir:
Sunumun bu aşamasında izlenmesi gereken birkaç önemli adım var:
Ana kategorileri ve verideki dağılımlarını da anlattıktan sonra sıra geldi araştırma sonucunda elde edilen içgörüleri vurgulamakta. Bu arada veri ve içgörü hakkındaki bilgilerini tazelemek isteyenlerimiz bu makaleye göz atabilir.
Biliyoruz ki içgörüler; doğrudan verilerin söylemediği, ama işaret ettiği anlamlı gerçeklerdir. Bu gerçekleri ortaya çıkarmak da aslında araştırmalardaki numerik veriler ve istatistikler kadar önemli. Bu yüzden içgörülerin de sunumlarda mutlaka yer alması gerekir.
Her sunumun ya da raporun bir başlangıcı olduğu gibi kapanış sayfası da olmalı. Bu sayfa, -araştırma anlatımında kullanıldıysa- farklı kaynakçaları ve metin içi göndermeleri bulundurabilir ya da kapanış sayfasını kısa bir teşekkür ile bitirebiliriz.